Dividend Distribution During Covid-19 Pandemic
21 April 2020Sokağa Çıkma Kısıtlaması (23.04.2020 – 26.04.2020)
21 April 202017 Nisan 2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7244 sayılı `Yeni Koronavirüs Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun`un 12. maddesi ile sermaye şirketleri bakımından önemli bir düzenleme öngörülmüştür.
7244 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu`na eklenen Geçici 13. madde şu şekildedir:
“GEÇİCİ MADDE 13 – (1) Sermaye şirketlerinde, 30/9/2020 tarihine kadar 2019 yılı net dönem kârının yalnızca yüzde yirmi beşine kadarının dağıtımına karar verilebilir, geçmiş yıl kârları ve serbest yedek akçeler dağıtıma konu edilemez, genel kurulca yönetim kuruluna kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilemez. Devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait fonların, doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip olduğu şirketler hakkında bu fıkra hükmü uygulanmaz. Bu fıkrada belirtilen süreyi üç ay uzatmaya ve kısaltmaya Cumhurbaşkanı yetkilidir.
(2) Genel kurulca 2019 yılı hesap dönemine ilişkin kâr payı dağıtımı kararı alınmış ancak henüz pay sahiplerine ödeme yapılmamışsa veya kısmi ödeme yapılmışsa, 2019 yılı net dönem kârının yüzde yirmi beşini aşan kısma ilişkin ödemeler birinci fıkrada belirtilen sürenin sonuna kadar ertelenir.
(3) Bu maddenin kapsamına giren sermaye şirketlerine ilişkin istisnalar ile uygulamaya dair usul ve esasları belirlemeye, Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşünü almak suretiyle Ticaret Bakanlığı yetkilidir.”
Bu düzenleme ile, anonim şirketlerde TTK m. 408 uyarınca genel kurulun devredilemez yetkilerinden birisi olan `yıllık kâr üzerinde tasarruf` yetkisi, belirli bir süre için sınırlandırılmış olmaktadır. Bu sınırlandırma, diğer sermaye şirketleri ve dolayısıyla limited şirketler ile sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler bakımından da geçerlidir. Kanunun gerekçesine göre, `ihtiyatlılık politikası gereği olarak, şirket kaynaklarının nakit kâr dağıtımı yapılmak suretiyle azaltılmaması, şirketlerimizin mevcut özkaynak yapılarının korunması ve ilave finansman ihtiyacının doğmaması amaçlanmıştır.`
Aslında bu sınırlama daha önce Ticaret Bakanlığı’nın TOBB’a üyelerine duyurulmak üzere gönderdiği 31.3.2020 günlü yazı ile gündeme gelmiş, ancak yasal dayanağının olmaması sebebi ile bir tavsiye niteliğinde kalarak uygulamaya geçememişti. 7244 sayılı Kanun ile sınırlandırma, bağlayıcı hale gelmiştir.
Bu düzenlemeye göre, sermaye şirketleri, 17/04/2020 tarihinden 30/09/2020 tarihine kadar;
a) 2019 yılı net dönem kârının yüzde yirmi beşini aşan miktarda kar dağıtımı yapamaz,
b) geçmiş yıl kârları ve serbest yedek akçelerden kar dağıtımı yapamaz (yüzde yirmi beşin altında dahi dağıtım yapılamaz),
c) genel kurulca kâr payı avansı dağıtımına karar verilemez.
d) Ayrıca, 17/04/2020 tarihinden önce genel kurulca 2019 yılı hesap dönemine ilişkin kâr payı dağıtımı kararı alınmış ancak henüz pay sahiplerine ödeme yapılmamışsa veya kısmi ödeme yapılmışsa, 2019 yılı net dönem kârının yüzde yirmi beşini aşan kısma ilişkin ödemeler 30/09/2020 tarihine kadar yapılamaz.
Kanunda öngörülen sürenin Cumhurbaşkanı tarafından üç aya kadar uzatılması veya kısaltılması mümkün olup, Covid-19`un ekonomik faaliyetler üzerindeki etkisine göre Cumhurbaşkanının idari bir işlemi ile süre düzenlemesi yapabilmesine imkan tanınmıştır.
Burada genel kurullar için bir “karar alma yasağı” söz konusu olduğundan, 17/04/2020 tarihinden 30/09/2020 tarihine kadar bu sınırlandırmalara aykırı olarak alınan bir genel kurul kararı, kanuna aykırı olacaktır. Kanunun sadece kar dağıtımı zamanı ile ilgili değil, karar alınması ile ilgili bir zaman sınırlaması öngörmesi nedeniyle, genel kurulun “dağıtım sınırının üzerinde bir oranla dağıtım yapılmasına veya yedek akçelerden dağıtım yapılmasına, ancak dağıtımın fiilen 30.9.2020’den sonra yapılmasına” şeklinde bir karar almasının da kanuna aykırı olabileceği görüşündeyiz. Nitekim, Cumhurbaşkanı’nın kanundaki süreyi üç aya kadar uzatma olasılığı da bulunduğundan, Yönetim Kurulu’nun bu olasılığı öngörerek bu kapsamda bir kar dağıtım önerisinde bulunmaması beklenir. Bu nedenle, eğer sınırın üzerinde veya yedeklerden kâr dağıtımı yapılmak isteniyorsa, ancak 30.9.2020’den (Cumhurbaşkanı’nca sürenin uzatılması halinde uzatılan sürenin bitiminden) sonra yapılacak bir genel kurul kararı ile bu konuda karar alınabileceği görüşündeyiz.
Bu sınırlamalara aykırı bir genel kurul kararı alınırsa, ticaret sicil memurlukları bu kararları tescil etmeyecektir. Tescil gerektirmeyecek kararlar bakımından ise; yönetim kurulunun kendiliğinden genel kurul kararının kanuna aykırılığını denetleme yetkisi olmadığından, Yönetim Kurulu üyelerinin ileride genel kurul kararlarını uygulamama dolayısıyla sorumlu olmaması veya ibra etmeme sebebi oluşmaması için, TTK m. 445 ve 446 uyarınca genel kurul kararının iptali davası açması uygun olur. Her halükarda, bu yasaklayıcı kanuna rağmen ortaklara ödenen kâr payı, haksız yere ödenen kâr payıdır ve şirket tarafından geri istenmesi gerekir (TTK m. 512, TTK m. 611). Aksine davranış yine yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu doğurabilir.
Son olarak, Geçici 13. Maddenin son fıkrasında, maddenin kapsamına giren sermaye şirketlerine ilişkin istisnalar ile uygulamaya dair usül ve esasları belirlemek konusunda Ticaret Bakanlığı`na yetki verilmektedir. Bu noktada, kar payı dağıtım sınırlandırmasından bazı şirketlerin istisna edilebileceği anlaşılmaktadır. Bu noktada, kar payı mülkiyet hakkının bir parçası olduğundan, Ticaret Bakanlığının idari bir işlemiyle mülkiyet hakkının sınırlandırılmasında pay sahipleri arasında bir ayrım yaratılması, Anayasa`ya aykırılık tartışmalarını gündeme getirebilecek niteliktedir.
Av. Fatma Kurt Erdoğan