LIBOR’un Sona Ermesİ ve Mevcut Sözleşmelerİn Durumu
3 January 2022Araç Kİralama Sektöründe Kullanılan Kara Lİste Uygulamaları Hakkİnda KVK Kurulu İlke Kararı
21 February 2022Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM”) 27 Ekim 2021 tarih ve 2018/14884 başvuru numaralı pilot kararı (“Karar”) 7 Ocak 2022 tarihli Resmî Gazetede yayınlanmıştır. Karar, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun (“5651 Sayılı Kanun”) uyarınca internet haber sitelerindeki yayınlara getirilen erişim engeli kararlarının, basın ve ifade özgürlükleri ile etkili başvuru hakkı çerçevesinde değerlendirilmesine dair önemli tespitler içermektedir. Karar metnine buradan ulaşabilirsiniz.
Pilot Karar Nedir?
Benzer nitelikte bireysel başvuruların sayıca çok olması ve başvuruların yapısal bir sorundan kaynaklanıyor olması durumunda AYM, ihlaller ve sonuçlarının giderilmesinin yanı sıra benzer yeni ihlallerin de önüne geçilebilmesi amacıyla, AYM İçtüzüğünün 75. maddesinde öngörülen pilot karar usulünü işletebilmektedir.
Pilot karar usulünde AYM, ihlal iddialarının kaynağındaki yapısal sorunları tespit eder ve bunlara ilişkin çözüm önerileri sunar. AYM, pilot karara konu yapısal sorundan kaynaklanan benzer başvuruların incelenmesini erteleyebilir. Bu durumda ilgililer erteleme kararı hakkında bilgilendirilirler. AYM, gerekli gördüğü takdirde ertelediği başvuruları gündeme alarak karara bağlayabilir.
Kararın Konusu
Kararda, internet haber sitelerindeki çeşitli haber ve köşe yazıları için verilen erişimin engellenmesi kararlarına ilişkin yapılan 8 farklı bireysel başvuru birlikte incelenmiştir. Başvurucular, söz konusu haber ve köşe yazılarının yazarları ile bunların yayınlandığı haber sitelerinin sahipleridir. Bu yayınlar nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talepleri üzerine sulh ceza hakimlikleri, söz konusu yayınlara erişimin engellenmesi kararları vermiş, Başvurucular tarafından bu kararlara yapılan itirazlar benzer gerekçeler ile reddedilmiştir.
Başvurucular bunun üzerine AYM’ye bireysel başvurularda bulunarak, (i) 5651 Sayılı Kanun uyarınca verilen erişimin engellenmesi kararları nedeniyle ifade ve basın özgürlüklerinin, (ii) bu kararlara karşı yapılan itirazların etraflıca değerlendirilmeden gerekçesiz olarak reddedilmesi nedeniyle de etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.
AYM’nin Değerlendirmesi
AYM, bu pilot kararında internet haberlerine ilişkin verilen erişim engeli kararlarına ilişkin şu tespitlerde bulunmuştur:
• Kanunilik Ölçütü: Kanunilik ölçütüne göre, maddi anlamda bir kanunun varlığından söz edilebilmesi için söz konusu kanunun amaç, kapsam ve sınırlarının yeterli açıklıkta belirlenmiş olması gerekmektedir.
5651 Sayılı Kanun’un amacı, internet ortamında işlenen “suçlarla” mücadele ile sınırlanmıştır. Dolayısıyla, suç teşkil etmeyen içerik 5651 Sayılı Kanun’un kapsamı dışındadır. Buna rağmen, erişim engeli usulüne ilişkin 9. maddede, kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin doğrudan sulh ceza hakimliklerini başvurarak bu yayınlara erişimin engellenmesini talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Maddede, bu usulün “suç” teşkil eden yayınlar ile sınırlı olacağına dair bir düzenleme yoktur. Bu çerçevede 9. madde, 5651 Sayılı Kanun’un amaç ve kapsamı ile çelişmektedir.
• Esasa İlişkin İnceleme Yapılmaması: Erişim engeli taleplerini değerlendiren sulh ceza hakimlikleri, esasen ceza yargılama usulünde öngörülen tedbir kararlarını almak ile görevli olup, ilgili kanunlarda acıka belirtilmedikçe uyuşmazlığın esasına ilişkin bir yargılama yapamamaktadır. Esasa ilişkin inceleme yapmakla yetkili merci olan itiraz mercileri ise çelişmeli bir yargılama yapmadan, dosya üzerinden ve kararlarını gerekçelendirmeden itirazları reddetmektedir. Dolayısıyla, temel hak ve özgürlükleri kısıtlayan bir müdahaleye ilişkin yapılan yargılamada, esasa ilişkin bir inceleme hiçbir aşamada yapılamamaktadır.
• Kararların Gerekçelendirilmesi: Esasa ilişkin değerlendirme yapmakla yetkili tek merci olan itiraz mercileri, iddiaların özünü dikkate almamakta, esasa ilişkin kapsamlı değerlendirme yapmamakta, “itiraza konu kararda hukuka aykırılık bulunmaması” gibi kısa ve matbu gerekçelerle itirazların reddine karar vermektedir. Bu durum, başvurucuların etkili başvuru hakkının ihlaline neden olmaktadır.
• Erişim Engeli Kararlarının Süresiz Etkili Olması: İlgili ve yeterli gerekçe olmaksızın verilen erişim engeli kararları süresiz etkilidir. Zira kararlarda, söz konusu internet yayınlarına erişim belirli sürelerle değil, süresiz olarak engellenmektedir. Dolayısıyla, basın ve ifade özgürlüklerine yapılan müdahalenin orantılı olduğu söylenemez.
Bu nedenlerle AYM, erişim engeli usulüne ilişkin yasal düzenlemenin basın ve ifade özgürlüklerinin korunması için gerekli temel güvencelere sahip olmadığı ve ihlallerin doğrudan 5651 Sayılı Kanun’daki yapısal sorunlardan kaynaklandığı sonucuna varmış, Başvuruculara manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir.
Çözüm Önerileri
AYM, benzer yeni ihlallerin yaşanmaması için yeni kanuni düzenleme yapılması gerektiğini belirterek, kanun koyucuya birtakım çözüm önerileri sunmuştur:
1. Erişim engeli usulünün kapsamı ve hukuki niteliği netleştirilmelidir.
2. Erişim engeli usulünün dayanağı olan 5651 Sayılı Kanun’un 9. maddesi, kanunun amaç ve kapsamına ilişkin 1. madde ile uyumlu hale getirilmelidir.
3. Erişim engeli usulünün kullanılacağı durumlara ilişkin belli kriterler oluşturulmalıdır. (Haksız fiilin ulaşması gereken ağırlığın boyutuna dair bir ölçüt veya eşik değer belirlenmesi gibi).
4. Erişim engeli kararlarının “koruma tedbiri” niteliğinde kararlar olduğuna karar verilirse, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki koruma tedbirine ilişkin hükümlere uygun yargılama yapılmalı, tedbirin akıbeti karar sonrasında yapılacak çelişmeli yargılamada belirlenmelidir.
5. Erişim engeli talebini değerlendiren ve hızlı karar vermesi gereken sulh ceza hakimlikleri, ilk aşamada çelişmeli bir yargı yapamadığından, çelişmeli yargılama erişim engeli kararına itirazı değerlendiren mercii tarafından mutlaka yapılmalıdır.
6. Bu çerçevede, 5651 Sayılı Kanun’a yapılacak bir ekleme ile itiraz mercii, karardan etkilenen tarafların yargılamaya aktif dahil olduğu bir yargılama sunmak ve yargılamanın ilk aşamasındaki eksiklikleri gidermekle görevlendirilebilir.
7. Erişim engeli kararlarına karşı yapılacak itirazlar sonrasında, itiraz merciinin kararı istinaf ve/veya temyiz gibi olağan kanun yollarına açık olmalıdır.
8. Yapılacak yeni kanuni düzenlemelerde, (i) erişimin engellenmesi kararının son çare niteliğinde istisnai bir tedbir olduğu açıkça belirtilmeli, (ii) bu tedbire başvurulmadan önce etki değerlendirmesi yapılması, erişimin gecikmeksizin engellenmesinin haklı çıkarılması, bu tedbir ile ulaşılmak istenen meşru amaç arasında makul bir dengenin sağlanması yükümlülüğü getirilmeli, (iii) erişimin engellenmesi yöntemi dışında alternatif araçlara yer verilmelidir.
Sonuç
AYM, bu pilot kararında 5651 Sayılı Kanun’daki yapısal sorunların, basın ve ifade özgürlükleri ile etkili başvuru haklarının ihlaline sebep olduğunu tespit etmiştir. Kararda, erişim engeli usulünün dayanağı olan 5651 Sayılı Kanun’un 9. maddesinin, kanunilik ölçütünü taşımadığı açıkça belirtilmiştir.
Erişim engeli kararlarının hak ihlallerine neden olduğunu daha önceki kararlarında da birçok kez tespit etmiş olan AYM, bu defa benzer ihlallerin yaşanmaması adına pilot karar usulünü devreye sokarak, yeni yasal düzenleme yapılması gerektiğinin altını net bir şekilde çizmiştir. Ayrıca AYM, 5651 Sayılı Kanun’daki yapısal sorunlara dair belli çözüm önerileri sunarak, yapılması gereken kanun değişikliği konusunda kanun koyucuyu açıkça yönlendirmiştir. Dolayısıyla, Kararın 5651 Sayılı Kanun’da yakın tarihte yapılması olası değişikliklerin temelini oluşturacağı söylenebilir.